Kuzey denizi kiyisinda yeralan kent birçok kanallardan dolayi kuzeyin venedigi olarak da anilir.Unesco dunya miras listesinde yer alan brugge, fransa ile sinir komsusu,ingiltere ile kuzey denizi arasinda yer almaktadir.GEZGIN FAMILY olarak yine arabamiza atlayip ortaçagdan kalma adeta filmlerden izledigimiz manzaralara sahip liman kenti burugge 'yi kesfe cikiyoruz.Bruksele 110km ,gente 30km antwerpene ise yaklasik 100km'dir.

Evet nil ve çocuklarla 1500'li yillardan kalma arnavut kaldirimli,etrafin nefis çikolata ve waffel koktugu sokaklardayiz.Meydana araç girisi yasak oldugu için bisikletle yada eliniz cebinizde avarece dolasabileceginiz ender yerlerdendir brugge.Eger isterseniz gunlugu 8 eurodan bisiklet kiralayip kenti kesfedebilirisinz.

Ilk olarak grote markt'dayizyani bruggenin meydani.Eskiden belçikada onemli bir yere sahip olan dantel yapimi el iscilkleri magazalarda gormek mumkun yalniz çok pahali.Bu meydan eskiden belçikada kumas ticaretinin yapildigiyermis.Etraf bir cok tarihi ve onemli yapilar burada toplandigi için turistlerden geçilmiyor.

Avrupanin en eski binalarindan olan Historium binasi buradadir.Biz once eskiden alisverislerin yapildigi ,onemli seylerin saklandigi ve tehlikelere karsi sehri korumak için izleme yeri olarak kullanilan Belfry çan kulesini ziyaret ediyoruz.3§§ basamakli yere çikmak kolay degil yalniz bizde oglum kuzey yuzunden cikamadik.Birde meydanda musterilerini bekleyen atli arabalar var.Atli gezi yapmak isterseniz 40 yada 50 euro'yu gozden çikaracaksiniz.

Bize bu pahali geldigi icin biz kanal turunu tercih ettik kisi basi 8 euro olan ve yarim saat suren turlarla brugge'yi birde degisik açidan kesfedebilirsiniz.2002 yilinda avrupa kultur baskenti seçilen sehir benelux turlari yapanlarin mutlaka ugradigi bir rota.Ortaçcag mimarisinden gunumuze kalan ,sokaklarinda gezerken 1500'lu yillari hatirlatan dukler ve baronlar sehri.

Aslinda cadilar sehride denilebilir çunku gittigimiz begijnhof'da buyuculuk ile ilgili calismalarin yapildigi,cadi formulleri bulundugu ve hatta cadiliga dair kitaplar yazildigi bir yer oldugunu ogreniyoruz.Etrafi kalelerle çevrili bu yapi zamaninda bir tarikat yeri olarak kullanilmis ve uzun yillar katalok cemaatine hizmet etmistir.

Oradan cikip sokaklarda dolastikca çikolata ve waffel kokusu aklimizi basimizdan aliyor ve icimizde yavas yavas olusan çikolata yeme durtusune engel olamayarak kendimizi bir çikolata dukkanina atiyoruz ve bikincaya kadar yiyoruzen çokda bizim çocuklar goturuyor  ;) ..Gerçektende brugge sokaklarinda envay çesit çikolatalara rastlayacaksiniz.çikolatadan yapilan herturlu heykel,çizgifilm karakterleri ve sicak leziz çikolatalar..Sirada Miçhelangelo'nun madonna of brugges heykelinin sergilendigi Church of our lady'e gidiyoruz.

Burasi ayriyetden dunyadaki en uzun ikinci tugla yapimi kale olarak bilinir.Sonrasinda yapay bir gol olan ve icinde sirin kucuk bir kalesi ve tas koprusu olan Minnewater'da guzel resimler cekiyoruz.En son olarakda Aziz salvador katedrali ve holy blood bazilikasini ziyaret ediyoruz.Soylendigine gore HZ.isa'nin kani buraya getirilmis ve gunun belli saatlerinde cam kavanoz içerisinde ziyaretçilerine gosteiliyormus.

Tavsiye ettiklerimiz ; guinnes rekorlar kitabinda yer alan dunyada en çok bira çesidinin bulundugu Delirium'a ugrayin ve belçikanin 500'den fazla biralarini deneyin ve birde meydandaki Historium'a girip gosterilen filmlerle 1500'lu yillardaki bruggeyi dusleyin.Cikolata,patates,waffel ve midye dolma yemeden donmeyin.

Siz hala ANTWERPEN'i duymadinizmi yada daha gitmediniz mi ? O halde yazimiza kulak verin cunku yaziyi sehrin sahiplerinden,yilin 6 ayini burada geciren bizlerden dinleyin.Tarihde bircok medeniyete evsahipligi yapmis antwerpen kuçuk ama buyuleyici mimari yapilari ve hareketli yasamiyla kesfedilmeyi bekleyen sehirlerden biridir.Belçikanin kuzeyinde yer alan sehir,scheldt nehri uzerinde yer alip avrumanin en buyuk ucuncu,dunyanin ise en buyuk yirminci limanina sahiptir.1993 yilinda avrupa kultur baskenti seçilmis ve  3 yil onceside avrupa spor baskenti ùnvanini almistir.

Belcikanin en buyuk ikinci,flaman bolgesinin en buyuk sehri ve yine ulkenin en zengin sehridir.flamence antwerpen,fransizcada anvers denen sehir flamence yani hollandaca konusulan bolgede bulunmaktadir zaten belcikanin fransizca ve almanca ile beraber uç resmi dili konusulmaktadir tabiki ingilizce resmi yada turistik yerlerde rahatlikla anlasilabilmektedir..

Sehre antwerpen isminin verilmesinin  ilginç bir hikayesi de vardir...; zamaninda sehirde yasayan ANTIGOON adinda acimasiz bir canavar yasarmis ve nehirden gecen denizcilerden haraç alir mallarina el koyarmis.Ona karsi gelenlerin ise ellerini keser canlarini alirmis daha sonra silvius braba adindaki bir kahraman canavarin elini kesip nehre atmis.Zaman ilerledilce el kesme yani hand werpen ismi antwerpen olarak sehre adini vermis.Eli kesilmis bu heykel tasvirini groen plaats'da gorebilirsiniz.Groen plaats sehrin en kalabalik ve turistik yerlerindendir.Bircok restorant ve cafe bar burada bulunmaktadir.Yilbaslarinda kurulan buz pateni ve kerstfestivalleri hep burada kurulur.

Bizim taksim meydani gibi yilbasi kutlamalari ve havaifisek gosterilerinin adresidir.Meydandaki binalarin catisina dikkat edilirse cesitli figurleri goreceksiniz.Bu zamaninda  binalarda yasayanlarin meslek gruplarini belirtmek icin yapilmis.Yine 14yy 'da yapilan meryem ana kadetrali ( onze lieve vrouvewe ) burada yer almaktadir.Essiz mimari yapisi ve el isçiligi ile dikkatinizi çeker.Giris ucretsiz ve sansliysaniz kilise korosuna denk gelip muzik dinleyebilirsiniz.Bu katedral sehrin her tarafindan cogunlukla gorulebilir.groen plaats'dan duz devam edince nehir kenarina geliyorsunuz burasi gencelerin aksamlari yada haftasonlari bulusup su kenarinda birseyler ictikleri yerdir.

Eskiden kurulan sinksifor yani lunepark ile tum sehir nehir kenarindan ayaklarinizin altindaydi ama son 3 yildir bolge sakinlerinin gurultu  sikayeti uzerine buradan kaldirilmis simdi spoorpark'da kurulmaktadir.Yine nehir tarafinda antwerpen'in sembollerinden hetsteen kalesi vardir ve buraya antwerpliler ucretsiz ziyaret edebilmektedir.

Onunde denizci çapi vardir ve Manzarasi da oldukca iyidir tum nehir ve karsisi ,arkadada groen plaats manzarasi vardir.Buradan kanal turlari duzenlenmektedir sizde 8 euro karsiligi bu turlara katilabilirsiniz ve yine nehir boyu biraz yururseniz gemi muzesi ve yeni acilan red line star muzelerini ziyaret edebilirsiniz.Isteyenler st.anna tunelinden nehir altindan yaklasik 10dk yuruyerek karsi tarafa linkerovera gecebilirler oradada yazin yelken ve ruzgar sorfu yarislarini izleyebilir birçok fotograf cekebilirsiniz.

Bana gore bir diger gezilecek yeride antwerpen centraal ..Burada avrupanin en buyuk hayvanat bahçesi antwerpen zoo bulunmaktadir giris 17 euro biraz pahali .Yine sinefillerin snatch filminden tanidigimiz diamond discrith sahnesi burada secilmistir çunku antwerpen tren istasyonunun yani yahudi elmascilar tarafindan sarilmistir.

Gercektende antwerpen dunya elmas ticaretinin buyuk bir kismini elinde bulundurur.Zamaninda somurgesi kongodan kan dokulerek getirilen elmaslar suan yahudilerin elindedir ve ne ilginctirki herkes belcikaya vergi verirken yahudiler vermez çunku vergi verirlerse elmas sektorunu baska bir ulkeye tasimakla tehdit ederler ve kazanclarinden vergi odemezler..

Centraalden duz ilerleyince dunyaca markalarin bulundugu alisveris caddesi meire ulasirsiniz.Burada dunyaca unlu belcikali ressam rubbens'in evi vardir ve muzeye giris 8euro'dur.Yine bu cadde uzerindeki kraliyet sarayini ziyaret edebilirsiniz.18yy saray olmus ve burayi napolyon satin almistir gunumuzde ise sinema film muzesi olmustur..Vintage dukkanlarindan hoslananlar meir arka sokaklarini yada kapstraatje çevrelerini gezebilirler.

Antwerpende eglenmek isteyenler paters vaetje'de gençlerde noxx discosunda eglenebilirler ayriyetden sansliysaniz arena sport plaeis de dunyaca unlu sanatcilarin konserlerine denk gelebilirsiniz.

Antwerpen sehri cesitli festivallerede ev sahipligi yapar; atwerpen yaz festivali haziran -agustos arasi

tomorrowland muzik festivali temmuz ayinda

jaz middelheim festivali agustos

loundry day dans festivali eylul ayinda.

Toplu tasima agi yaygindir ve ve bir biletle bir saat yolculuk yapabilirsinizyalniz tek bilet 3 eurodur ama onlu bilet alirsaniz size 15 euroya gelir.

BASINDA CIKAN ANTWERPEN GEZI YAZILARIM:

ANTWERPENDE GORULECEK YERLER

Antwerpen centaal-tren istasyonuve diamondcular cevresi - zoo hayvanat bahcesi - meir caddesi - groen plaats - royal museumof fine arts ( denizcilik muzesi ) - hetsteen kalesi ve nehir cevresi - onze lieve wrouve katadreli - kraliyet sarayi - avrupanin ilk gokdeleni kbc bank binasi - rubens muzesi

antwerpen hakkindaki daha detayli bilgileri visitantwerpen.be yada burada yasayan beni arayarak bilgi edinebilirsiniz  ;)

Bruksel bir bucuk milyondan fazla insanin ysadigi,avrupa birligi ve kurumlariyla ilgili bircok yapinin bulundugu kisacasi avrupanin baskenti brukseldeyiz.bruksel meydanina vardigimizda borsa meydaninin orada teror olaylarinin uzerinden bir aydan fazla gecmesine ragmen hala olenlerin anisina brukselliler taziyelerini sunuyorlardi.Hangi millet yada irktan olursa olsun herkes oradaydi ve bizde gezgin family olarak taziyelerimizi sunduk.

Etraf cok kalabalik ve bircok asker ve polis cevrede guvenlik onlemleri almisti.Herneyse gelelim bruksele.Kent 1500'lu yillardan kalma binlarla dolu.Ilk olarak dunyaca unlu grand place meydanindayiz.Dort bir cevresi restorantlarla cevrelenmis.Binalarin bazisinda yapilis tarihleri yaziyor.En guzeli ise meclis binasi.

Grand place brukselin meydanida diyebiliriz.burada at arabasiyla kesfe cikabilir;bisiklet kiralayabilir,belcikanin mesur 500'den fazla her cesitden olusan biralrinin tadina bakabilir,belcikaya ozgu fritlerinden yani iki kere kizartilan pateteslerinden tadabilir yine belcikanin meshur cikolatalarindan alip kendinizi odullendirebilirsiniz.

Bruksellin sembollerinden olan MANNEKEN PIS  yani iseyen kucuk adam heykeli yine burada sergilenmektedir, bircok hikayesi var ama en bilineni gecmis yillarda kaybolan bir bebegi daha sonra bahcelerden birine iserken bulurlar ve bebegin babasida tesekkurlerini sunmak icin bruksellilere isiyen çesme kucuk cocu heykeli yaptirir ve hediye eder.Turistler de genellikle heykelden isenen suyu icerler ;)  

Brukseli turistik otobuslerlede gezmek mumkun meydandaki turist standlarindan bilet temin edebilirsiniz.Brukselde ulasim pahalidir,otobus biletleri 3euro'dur ama 10'luk bilet alirsaniz  15 euro'ya gelmekte .Buradan 12 euro karsiliginda  brugge'ye gecebilirsiniz.Bruksel fransizca ve flamence olmak uzere iki dil kullanmaktadir.Yine  brukselin diger sembollerinden atomium'a gidebilirsiniz.

Dokuz top seklindeki kisimdan olusan ve demirin tam 165 milyar kez buyutulmus halidir.Son katindaki resturantina cikip bruksel manzarasina  birde oradan bakabilirsiniz.Giris 11 euro ve yazin ustunde celik halatlarla asagiya inilen aktivitelerede katilabilirsiniz.Birde unutmadan midye tava yemeden ve guinness rekorlar kitabina giren delirium barinda eylenmeden donmeyin.Belcikanin tum bira tadlarini bulabileceginiz ve her katinda ayri bir muzik ve atmosferi olan sahane bir yer.

BIrde bruksele gelmisken waffel 'da yemeden donmeyin;unutmayin bira,patates kizartmasi ,cikolata ,waffel ve midye denemeden donmeyin.

Brukselde gorulecek seyler ise sirasiyla dunyaca unlu grand place meydani,belediye sarayi ve bruksel muzesi,meydandaki manneken pis heykeli,atomium ve mini europa gezmeden donmemeniz gereken yerlerden...

Her yil milyonlarca turistin ziyaret ettigi bruksel meydani kimi gezginler icin dunyanin en guzel meydanlarindan...

Uzun zamandir gerçeklestirmek istedigimiz geziyi iste nihayet gerçeklestiriyoruz .Birkac gun oncesinden hazirliklar tamamlandi ve artik yola çikilacak zamani  beklemeye basladik.Evet kutsal an geldi yola cikiyoruz ve nihayet Paris'deyiz.Otele tam 12'de yerlesmemiz gerekiyordu ama biz 10:30 gibi gelmistik daha vaktimiz vardi ve karnimiz acikmisti.Nisa ile yolculuk cok zor oluyor, bazen cok kapris yapiyor bizi baya bir yoruyor.Paris'de hosgeldin suprizi olarak park yerleri kartli normalde cogu avrupa ulkelerinde para ile calisiyor ama burasi maalesef kartli.Bizde mecbur park karti Mairie de paris'e  20 euro verip kart aliyoruz.Nil ile nisa'ya arabadan inip az once kahvalti etmek icin gordugumuz pastaneye gitmelerini,arabayi uygun bir yere park edip gelecegimi soyledim.Dondugumde her yere baktim pastane dahil ama sanki kus olup uçmuslardi.Yagmurda siddetlenmisti ama hala onlari bulamamistim.Biraz daha ugrastan sonra birde ne goreyim bizimki simdiden Fransa'nin modasi etkisi altina girmis  kendini kaybetmis olarak bir vitrinin onunde buldum.Sonuçta kimsenin ingilizce konusmak istemedigi bir gariplikler ulkesindeyidik ve birde onlari bulmakla bir suru vakit kaybetmistik.Biz pastanede kahvaltimizi ederken Polisler iceride tanistigimiz mevlut'un arabasina ceza yazmakla mesgulduler...Yanindaki arkadasida mevlute demez mi uzulme biz aramizda para toplar sana veririz diye he heeee...Turk arkadaslarin dedigine gore Paris disaridan guzel ama içi cok karmasik ve yasamasi cok zormus...Neyse biz gelelim Paris'e...

Az once nil'in oyalandigi magazaya gidip  begendigi elbiseyi aliyoruz ve ondan sonrada otelimize yerlesiyoruz.Otelimiz paris centrale arabayla 10 dk mesafede.Otelden cikip ilk rotamiza yani Paris'in sembolu ve iftihari eifel kulesi ama sanildigi gibi eifel tum paris'den rahatlikla gozùkmùyor çunku binalarin geneli çok yuksek sadece seine nehri tarafindan rahatlikla gozukuyor.

ilk once eifel plaza yakinlarindaki ismini suan hatirlayamadigim muzenin altindaki otaparka arabamizi park ediyoruz.Eifel cevresi civarinda ozellikle afrikali saticilarin hediyelik esya satma tacizlerine maruz kaliyoruz.Eifel maketleri 5 ile 25 euro arasi anahtarliklar ise 1 euro'dan basliyordu.Donemecli  kalabalik barikatda ilerleyip nihayet gise'ye geldik ve 17 euro'dan eifel'e giris biletlerimizi aldik.Dort asansorù bulunan kulenin ilk birinci katin terasina çikip manzarada kendimizi kaybediyoruz.

Nehir'den geçen tekneler,sehrin son derece dùzenli mimarisi,tarih kokan binalari;mùzeleri hepsi tam karsimizdaydi.ikinci katinda bulunan jules verre'de resturantinda aksam yemegimizi yedikden sonra bir ùst kata cikip kendimize paris legolu fincanlar alip altina o gùnùn tarihini yazdirdik tabii hepsi nil'in  istegiyle ..en  ùst katda videolu paris bilgileri ve tarihini anlatan yazi ve tablolar var bilginize..

Dikkatimizi ceken seylerden biride Paris ve cevresinde eli silahli askerlerin dolasmasiydi belki teror yuzunden ama avrupanin gobeginde turistik olarak hos gorùntùler degildi.Gùnùn son rotasi olarak dùnyaca ùnlù sanzelize caddesi yani (champs elysee )'ye gidiyoruz..1950mt uzunlugundaki bu cadde en ùnlù moda evleri,kaliteli magaza ,restorant ve kafelerle dolu.

Elysee sarayi yine buradadir.Zafer taki (arc de triomhe) yi de gordukden sonra bir cafede birseyler içtikden sonra otelimize donùyoruz.Ertesi gun rotamiz genclerin eglenme ve bulusma yerlerinden biri olan rue de rivoli caddesi burasi Opera binasinin oldugu cadde.Daha sonra dùnyanin en onemli muzelerinden olan louvre muzesindeyiz.

13 euro bayilip meshur mona liza ile bakismaya gidiyoruz.Piramit camdan yapilan mùze yer altina insa edilmis ve gercekten cok buyuk.Hemen hemen tum medeniyetlerin eserleri mevcut.bizim gibi sanat'dan anlamayan insanlara bile siddetle bu muzeyi tavsiye ediyorum.Yilda 8 milyon kisi ziyaret ediyor yani bazen eifeli bile golgede birakiyor. Louvre muzesinden sonra ikinci duragimiz 130 mt uzunlugunda ve 850 kisilik kapasitesiyle notre dame katedrali.

Nil'in birden içi ùrperdi burada belki hala esmeralda ve quasimodo'nun ruhlari dolasiyordur.Giris ùcretsiz ve çok buyuk bir orgu bulunmakta.Kilisede brun'un tablolari var ve eger kulelere çikmak isterseniz ùcretli ve zahmetli biz goze alamadik.Hz isa'nin dikenli taci aziz lovis tarafindan buraya getirilip saklandigi rivayet edilir.Sonra oradan da cikip Paris'in en unlu kiliselerinden sacre coeur'a gidiyoruz.Yalniz buraya ulasmak icin dik yokus ve merdivenleri asmaniz gerekiyor biz kizimizla cok yorulduk.Monmaere de bulunan bu yapi ortaçagdan kalma vitraylariyla bizi cok etkiledi.Beyaz kiliseden yukari cikildiginda meshur ressamlar sokagina girdik ve az bir ùcret karsiliginda portremizi yaptirdik belkide bu aniyi omùr boyu saklayacagiz.Karnimiz acikiyor ve bir restoranta girip kendimize balik soyluyoruz,garsona Turk oldugumuzu soyleyince galatasaray diyor.Iki kisilik hesaba 60 euro odùyoruz.20 eyalete bolùnen parisi gez gez bitiremiyoruz.

Ulkemizdeki gibi cadde ve sokaklara ùnlu sahsiyetlerinin isimlerini vermisler.Metro aglari cok gelismis ,otopark ùcretleri ates pahasi kisaca paris pahali bir sehir.Ertesi gun cok yoruldugumuzdan midir bilmem saat 9 gibi kalktik kahvaltiyi kaçirdik neyse otelden çikip gùnùn ilk rotasi marais mahallesindeki picaso muzesi..Daracik bir sokakda bulunan bu muze 500'e yakin tablo ve 2500 den fazla cizimi barindiriyor.Picaso'nun vergi borclarindan dolayi fransa bu tablolara el koymus ve ispanyaya geri vermemistir iste bir fransiz zorbaligi daha.Oradanda versay sarayina gidiyoruz ve 18 euro bayiliyoruz.13000 yakin odasi olan sarayin bazilari ziyaret açik.Odalar tarihi esyalari ve nostalji kokan edasiyla hala dipdiri duruyor.Birde içinde aynali galeri var.Gorulmesi gereken yerler isaretlenmis ziyaretciler için.Saray bahcesinde goller, heykel ve çiçek peyzajlari bulunmakta.

Bir sonraki duragimiz pantheon..XV.Louis tarafindan yapilan yapit ùnlùlerin evsahipligi yapmasiylada taninir.Voltaire,victor hugo ve gorme ozurlulerin kullandigi alvabeyi bulan louis braille 'nin de mezari bulunur.Burada faucault sarkaci dunyanin dondugunu kanitladigi en onemli unsurlardan biridir.Biz fazla sevemedik ve hemen çiktik.Nereden bakmak isterseniz parise orada onu gorursunuz.Sokaklarda yasayan evsizler,romantizim,lux butikler ve moda,mùze kuyruklari,agresif ve kaba fransiz halki,goçmenler yada  turistler kisaca ne ararsaniz var parisde..Hatta diyebilirim ki ben hayatimda bukadar  evsizi baska bir avrupa ulkesinde daha gormedim.

Neyse son olarak da entellektuellerin takildigi  dar sokaklariyla bir labirenti andiran saint german sokaklarindayiz biraz gezindikden sonra bir cafede somine basinda yerimizi aliyoruz ve iki expresso ve bir meyva suyuna 20 euro odùyoruz.Oradan da çikip bir arap mahallesine gidiyoruz;cok pis kokuyor etraf pisman oluyoruz geldigimize.Kafasi guzel kesler kalabalik sex shoplar hepsi ic ice gecmis ama paris mimarisi sahane bina yapilari ile çok duzenli ..

Paris hakkinda soyleyebilecegimiz cok gùzel ve etkileyici bir sehir.Birçok onemli mùze ,kilise ve katedral var.Turistlere yonelik birsùrù altarnativler var Paris guzel ama bir okadarda pahali bir sehir.

PARIS'DE GORULMESI GEREKEN YERLER...

Eifel kulesi-louvre muzesi-opera binasi-siena nehir çevresi-sanzelize caddesi-zafer taki-notre dame katedrali-sacre coeur bazilikasi-pantheon--orsay muzesi-versay sarayi ve bahçeleri-luxemburg bahçeleri-concorde meydani-disneyland-saint german sokaklari,picasso mùzesi,mùze rodin,centre pompidov,palais royal,quaivoltaire,,asiklar koprùsù ve ressamlar sokagi monmarte...

Paris icin soyleyebilecegimiz teksey AU REVOIR MON AMOUR...

*** eger ziyaretiniz pazar gunune denk gelirse portre de clignarcourt da kurulan marche aux puces bit pazarina gitmelisiniz

*** çocuklugunuza donup masal kahramanlariyla oyun oynamak isterseniz dunyaca unlu disneylanda gidebilirsiniz

*** kaliteli markali butikler cekim alaniniza giriyorsa parisin en populer caddelerinden charles de gaulle etoile 'ye ugrayip civil civil insanlarin aktigi kalabaliga karisin

*** dunya sosyetesinin ve televizyondan tanidiginiz sanatcilarla birlikte birseyler içmek isterseniz sanzelize dedigimiz champs elysee'ye takilin

*** seine nehrinde once yuruyus daha sonrada kanal turu yapip parise birde oradan bakin

*** sain german'in tarih kokan eski daracik sokaklarinda yuruyus yapin

*** parisin en buyuk konser ve muzik evi zenith'de unutamayacaginiz bir etkinlige katilabilirsiniz

*** fransiz mutfaginin en unlu yemegi fume sumon  kaz cigeri ( foie gres ) ve elmali krep yiyebilirsiniz

*** pierre herma cikolatalari ve meshur kurabiyelerinin tadina bakabilirsiniz

*** monmarte tepesinden parisi izleyip çulsuz ressamlara 30 euro karsiliginda portrenizi yaptirabilirsiniz

*** otobusle 30 euro karsiliginda tourcity turlarina katilip gezebilirsiniz

*** dunyaca unlu meshur fransiz showlarini crazy horse , lido yada moulin rouge 'de izleyebilirsiniz..

festivaller sehri avrunin   en iyi sahillerine sahip bir ada ulkesi..Eski arab hakkimiyetinde ki malta sovelyeleri ile de anilir.Avrupa ve bircok yerden turist ceken malta gencler icin de bir dil ogrenme yeridir.Ulkede ingilizce konusuldugu gibi trafikte sagdan akar.Ornegin 4 haftalik ingilizce kursu 700 eurodan basliyan fiyatlarla dunyada ingilizce egitimi icin en ucuz ulkelerden.Yilda bes ay denize girilebilmesi ile ve populer bati bolgelerindeki ghajn tuffieha ve golden bay ile akdenizin cenneti. Gnejnebay ve gozo'da ramlabay'da en turistik yerlerinden.Buralardan baska hicbir yerde goremeyeceginiz kayalik manzaralarinida fotograf arsivinize ekleyebilirsiniz.Ister kalabalikta festivallere katilin ister paradise bay bolgesinde sessiz bir tatil gecirin MALTA her anlamda tatil ihtiyaciniza cevap verecektir.Festival demisken tam bir zenginlik dini festivaller,havai fisek gosterileri,sokak partileri,sergiler ve muzik gosterileri,konserler kisacasi bulabileceginiz hersey var.maltanin her koyunde kendi azizi var ve kendilerini ruhani olarak koruduklarina inanilir.

Maltanin tarihi dokusu insani buyuluyor.Arab,osmanli ve roma hakimiyetinden izler gormek olasi.Evlerinin yapisi ve dar sokaklari insani gezerken buyuluyor.Ingilizceden sonra ikinci dil arabca diyebiliriz.Bircok arab kokenli insanlar hala burada yasiyor.Turklerede sempati ile yaklasiyorlar ve cok sicakkanli insanlar ada halki.Sokaklarda gezinirken yoresel malta lezzetlerini tadabilir ve en unlu tatlisi qubbajd 'i deneyebilirsiniz.aslina bakilirsa iki onemlI adadan olusuyor valletta ve gozzo.tarihi adada kirectaslarindan yapilan eserleri ve magaralari ile unlu kesfedebileceginiz cokyer var.A game of thrones dizisindeki drogo ve denearys'in dugunude ve troy filmindeki bazi sahneler burada cekilmis.

Kesfedilmeyi bekleyen ortacagdan kalma tarihi ve dar sokaklari , festivalleri ,avrupanin en iyi kumsallari ,bahceleri,malta sofelyeleri,cam muzesi,malta kalesi ve baltik deniz manzaralari ile malta sizleri bekliyor.

Malta'da gezilecek yerler ; st.paul's catacombs magarasi,milli savas ve arkeoloji muzesi,kirmizi kule,lower barraka bahceleri,parish kilisesi ve aziz paul kilisesi ve cam isciligi muzesi...

Evet yine bir yolculuk vakti geldi,rotamiz hollanda'nin rotterdam sehri.Ben esim ve nisa'yla yola cikmak icin arabamiza biniyoruz.Rotterdam amsterdam'dan yaklasik 100km uzaklikta ve belcika'ya 75Km yakinlikta.Hollanda'nin ikinci buyuk,dunyanin ise en buyuk limanina sahip kucuk bir kent aslinda.Kucuk diyorum cunku yaklasik 800bin nufusu var.Ayni amsterdam gibi burada da surinam ve hindistan agirliklilar on planda.Rotterdam centrum"a geldik ve arabamizi park etmek icin uygun bir yer ariyoruz ama maalesef hem cok kalabalik hemde park ucretleri cok pahali.Saat ucreti 5 euro.Oyy my good...

Centrum cok kalabalik sanki tum rotterdam baska gezilecek yer yokmus gibi buraya akmis.Centrum cevresi otel ve kumarhanelerle cevrelenmis.Bu arad yolculuktan midir nedir karnimiz acikti ve kizimin tavsiyesi ile :) mc doneld'da hamburger yedik.

Tekrar gezinmeye basladik burada dikkatimi ilk ceken diger avrupa ulkelerine gore elektronik esyalarin ve gida maddelerinin  biraz daha ucuz olmasi.Nil sagolsun hemen arsinlamaya basladi magazalari biraz alis veris yaptik.Biraz kendimize ani biriktirmek icin resim cektik ve yavas yavas hava karariyordu.Belki yetisebiliriz diye rotterdam'in en buyuk muzesi kunst hal'a gittik ama yetisemedik.Sanatseverlere konferans verecektim ama yetisemeyince bahcesindeki heykellerle sohpet ettik :)

Kalacagimiz otele geri donduk ve yarin icin enerji depolamak icin yattik.Ertesi sabah erkenden kahvaltimizi otelde yapip ciktik ve ilk rotamiz rotterdam'in adeta simgesi olmus mimarlik harikasi kup evler.iceri giris 5 euro ve ev denildigine bakmayin aslinda biri muze geri kalani ise prive buro olarak kullanilmakta.

Icerisinde yatak dolap,masa sandalye ve birkac sus bitkileri vardi.Arka tarafinda kucuk bir havuz bulunmakta.Isteyen onceden rezervasyon yapmak kaydi ile gecelik 150euro odeyerek konaklayabiliyormus.BIZ almayalim  ;)

sonraki rotamiz hayvanat bahcesi giris 15 euro ama bize siradan geldii hatta fok gosterisi bile yoktu :) oradan da ciktiktan sonra euromast kulesine cikiyoruz vee rotterdam ayaklarimiz altinda.Sehri biraz kusbakisi izledikten sonra tekrar yemek yiyoruz. Arabamizla maas nehrinin altindaki kirmizi renkli willems koprusunun altina geliyoruz..Cok guzel manzarasi var sanki newyork'un manattan'i gibi.Kirmizi koprude san fransisko koprusunu andiriyor. yolculugumuz yavas yavas sonuna geliyor.

Eger birgun yolunuz roterdam'a duserse size gezebileceginiz en turistik yerleri soyluyorum.

Kunsthal muzesi-euromast kulesi-erasmus ve willems kopruleri-rotterdam hayvanat bahcesi-cube evleri-roel langerakpark-kolk-windmil be valk in backlight-rodenrijs-duivenvoor destompwijk kalesi.

Ne diyelim tot volgende keer ik hau van nederland...

Yeni blog'umuz bugün oluşturuldu. Buraya odaklanın ve sizi bilgilendirmek için çalışalım. RSS feed sayesinde, bu blogda yeni mesajları okuyabilirsiniz.